Cumhuriyet Nedir?
Cumhuriyet genelde ve kısaca teoride halkın kendi kendini yönetmesi olarak ifade edilir. Ancak, tarihsel uygulamasına bakıldığında çok farklı sonuçlar ortaya çıkmıştır. Yine tarihsel olarak bakıldığında, cumhuriyet rejimi genel olarak hanedanlardan yönetimi devralmak için halka önerilen veya temsili olarak halka artık “siz yöneteceksiniz” denen sistemin adı olarak görülmüştür.
1923 yılında yeni ismiyle Türkiye’de yönetim şekli değiştirilmiş ve meşruti monarşiden cumhuriyet sistemine geçilmiştir. Demokrasi, cumhuriyetin ikamesi olmadığı gibi cumhuriyette demokrasi ile aynı şey değildir. Demokrasinin cumhuriyetle yan yana getirildiği ve/veya birinin diğeriyle ikame olarak kullanıldığı ya da devletin yönetim şeklinin kutsandığı tarihte pek ülke yoktur. Nihayetinde siyaset bilimi açısından her birinin diğerinden belli ölçülerde artıları ve eksileri vardır.
Cumhuriyet Yönetim Sisteminin Tanımı ve Kökeni
Cumhuriyet yönetim sistemi Antik Roma’da uygulanmıştır. Ancak Roma’daki cumhuriyet ile modern anlamda Fransa’da ortaya çıkan veya 20 yy. başlarında uygulamaya konulan yönetim sisteminin arasında çok fark vardır. Roma’da yaşayan herkes vatandaş değildi; bunlar birçok haktan yararlanamadığı gibi seçme ve seçilme hakkına da sahip değildiler. Romanın vatandaşları da ikiye ayrılmıştı; bir tarafta aristokrasi, diğer tarafta burjuvazi vardı. Büyük çoğunluğu oluşturan burjuvazinin de seçme ve seçilme hakkı yoktu. Yani Roma’da yaşayanların çok az bir bölümünün seçme ve seçilme hakkına sahipti.
Modern zamanda cumhuriyet rejimi Fransa’da ortaya çıkmış ve 20. yy başında İmparatorlukların dağılma sürecinde devlet yönetimlerini ele geçirmek isteyen bürokrasi/askerler ve alternatif kitleler tarafından alternatif bir yönetim sistemi olarak halka sunulmuştur.
Cumhuriyette Yönetim Biçimleri
Cumhuriyet yönetim sisteminde içerik parlamenter sistem, yarı başkanlık sistemi ve başkanlık sistemi olabilir.
Parlamenter Sistem:
Parlamenter sistemde halk meclisi, mecliste Cumhurbaşkanını seçmektedir. Bu sistemde kabine meclise karşı sorumlu olur ve kabine meclisten güven oyu almaktadır. Kabine değişikliği Cumhurbaşkanının onayın tabidir. Yürütme iki başlıdır; bir tarafta Başbakan ve hükümet, diğer tarafta Cumhurbaşkanı.
Yarı Başkanlık Sistemi:
Parlamenter sistemin olduğu ancak Cumhurbaşkanının doğrudan halkın seçtiği sistemdir. Bu sistemde kabine meclise karşı sorumludur ve kabinen meclisten güven oyu alması gerekir. Kabine değişikliği Cumhurbaşkanının onayına tabidir. Yürütme iki başlıdır; bir tarafta Başbakan ve hükümet, diğer tarafta Cumhurbaşkanı.
Başkanlık Sistemi:
Başkanın doğrudan halk tarafından seçildiği, başkanlık kabinesinin doğrudan başkan tarafından seçildiği ve kabinenin güven oyu almadığı sistemdir. Kabine meclise karşı değil, başkana karşı sorumludur. Yürütme tek başlıdır ve bu sistemde Başbakan yoktur.
Cumhuriyetin Temel Özellikleri Nelerdir?
Cumhuriyetin temel unsurları aşağıdaki gibidir:
- Halk egemenliği (teoride)
- Serbest seçimler (gizli oy ve açık tasnif mutlak surette olmalı)
- Serbest iradeyle kurulan en az iki parti olmalıdır; tek partili sistemlerde seçim değil zorunlu onama vardır. (Bu partilerin tamamen birbirinden ayrı serbest iradeyle kurulmalı; birçok ülkede çok partili hayat görünsün diye talimatla kurulan tavşan partilerden olmamalı: Örneğin, Türkiye Serbest cumhuriyet fıkrası örneği)
- Seçilme yeterliliğine sahip herkesin istediği makama aday olabilmesi (Aday olmak için herhangi bir kişi veya kurumun onayı, kısıtı, baskısı ve icbarı olmamalıdır)
- Eşit oy ilkesi.
Monarşi ile Cumhuriyet Arasındaki Farklar Nelerdir?
Cumhuriyet ile diğer sistemler arasındaki teoride birçok fark olsa da uygulamada sistemlerin hepsi birbirine yaklaşmıştır.
Cumhuriyette meclis (nasıl seçildikleri ayrı bir mevzudur) vardır. Parlamenter sistemin olduğu cumhuriyetlerde Başbakan ve Cumhurbaşkanı gibi ürütme iki başlıklıdır. Türkiye, İran, Fransa, aBD, Kuzey Kore Halk Cumhuriyeti, Çin ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti vb.
Meşruti monarşide de meclis ve seçimler vardır. Meşruti monarşide Başbakan seçilmişler arasından gelir; ancak Cumhurbaşkanı/kral/padişah hanedan üyeleri arasından gelir. 1876 yılında Türkiye’de 1. meşruti monarşi, 1908 yılında da 2. meşruti monarşi dönemine geçilmiştir. Günümüzde İngiltere, İspanya, Hollanda, Belçika, Danimarka, Tayland, Kuveyt ve Katar vb. devletler meşruti monarşiyle yönetilmektedir.
Mutlak monarşide ise krallar anaysa ile sınırlanmamıştır. Devletin yönetimi krallar ve onların atadığı hükümet/sadrazamlar üzerinden yapılır. Ama kral mutlak güç sahibidir. (teoride) Mutlak monarşide de seçim olabilir. Uygulamada ise bu uygulama her ülkeye değişebilir. Örneğin Türkiye’de Osmanlı Hanedan döneminde 1876 Kanuni Anayasa öncesi sadrazam ve vezirlerin önemli yetkileri bulunmaktaydı. Padişahlar üzerinde de şerri hukukun önemli kısıtlayıcı hükümleri bulunmaktaydı. Burada bazıları 1876 Kanuni Esası öncesinde olaya pozitif hukuk olarak bakıyor; ama şerri hukukta hukuksal metindir ve padişahı İslam şeriatıyla kısıtlamıştır. Kaldı ki; 1876 öncesinde bile anayasa metinleri diyebileceğimiz birçok metin bulunmaktaydı.
Parlamenter ve Başkanlık Sistemi
Parlamenter sistem veya başkanlık sisteminin, cumhuriyetle doğrudan bir alakası yoktur. Cumhuriyetle yönetilen ülkelerde sistemin işleyişi parlamenter sistem veya başkanlık sistemine göre yapılabilir.
Meşruti Monarşi ile Cumhuriyet Arasındaki Farklar Nelerdir?
Cumhuriyet sistemi ile meşruti monarşi büyük ölçüde birbirine benzemektedir. Tek fark meşruti monarşide Cumhurbaşkanı veya devlet başkanı gibi yürütmede icracı görevi olmayan en üst görevde bulunan kişilerin hanedan üyelerinden gelmesidir.
Cumhuriyet sisteminde seçimler, meclis, Başbakan ve Cumhurbaşkanı vardır. İcracı görevi olmayan cumhurbaşkanını meclis veya doğrudan halk seçer. Meşruti monarşide de seçimler, meclis, Başbakan var ve Cumhurbaşkanı yerine de kral veya padişahlar vardır. İcracı görevi olmayan kral veya padişah, hanedan üyeleri arsından gelir. Temel fark budur.
Cumhuriyet Sisteminin Avantajları ve Dezavantajları
Cumhuriyet Sisteminin Avantajları
Cumhuriyet yönetim sistemi tam uygulanabilse en ideal sistem olabilirdi. Ancak, bugüne kadar tam uygulanabilen bir cumhuriyet modeli bulunmaktadır. Aslında cumhuriyet modeli tam bir istismar sistemine dönüşmüştür. Çünkü bu sistem devleti yönetenler, baskı grupları, sosyal çevreler vb. bütün çevrelerin istismarına açık bir sistemdir. Bir tarafta yönetimi ele geçirmek isteyenler halktan oy almak zorunda ve seçilene kadar seçicilere muhtaç haldedirler. O halde seçildikten sonra bir sonraki seçime kadar atış serbest olacak ve yağma dönemi olacaktır. Çünkü seçilene kadar birçok kesimin desteği alındı, şimdi ise borçları ödeme zamanıdır. Yani sistem aslında dereyi karşıya geçene kadar tabiri caizse “ayıya dayı deme” serüveninden öte bir serüven değildir. Çünkü bu sistemde devletin bir sahibi yoktur. Çoğu durumlarda devletin koruyucusu olduğunu iddia eden devlet içinde çeteler de ortaya çıkabilir. Bunlar kendilerini devletin sahibi görürüler ve devlet adına suç işlemekte dahil, her şeyi yapabilir ve devleti tamamen mahvedebilirler.
Cumhuriyet sistemi, günümüz koşullarında sosyal medyanın etkisiyle birlikte en tehlikeli sistem haline gelmiştir.
Cumhuriyet Sisteminin Dezavantajları
Cumhuriyet sistemi, günümüz koşullarında sosyal medyanın etkisiyle birlikte en tehlikeli sistem haline gelmiştir. Bu sistemde tamamen sosyal medyaya oynayan, reklam yapan, PR yapan veya hizmet taklidi yapan (hizmet yapıyormuş gibi şehrin her yerini afiş ve reklam doldurma) devletin yönetimini ele geçirebilecek duruma gelmiştir. Bunu yaparken de devletin veya Belediye gibi diğer devlet kurumlarının bütçelerini tamamen PR amaçlı kullanarak, yönetim ele geçirilebilecektir. Böylece hem devletin kaynakları tamamen boşa akıtılacak, hem de yönetim devlet tecrübesi olmayan hayalperestlerin eline düşecektir. Eğer bu yöntem tutarsa, ilerleyen dönemlerde sosyal medya fenomenleri (Romanya örneği) veya popülistler (Ukrayna örneği) devlet yönetimlerini ele geçirecektir. Bu durum gerçek bir risktir ve devletleri yıkıma getirebilecek bir sürece evrilebilecektir.
Popülizm
Eğer sorun seçilmek veya bir sonraki dönemde seçilmekse, burada popülizm gerçek bir vaat alanı olarak ortaya çıkacaktır. Oy veren kitleler toplumun menfaatine göre değil de, kendi bireysel menfaatlerine göre istedikleri hükümetleri iş başına getirebilecektir.
Yönetime gelenlerde kaynakları öncelik ve hakkaniyet sırasına göre değil, tamamen toplumun bazı kesimlerini memnun etme üzerine kuracaklardır. Bunun sonucunda zamanla herkes hakkından fazlasını talep edebilecektir. Nihayetinde kamu kaynakları boşa harcanmış olacak ve hakkı olanlar hakkını alamayacak; bağıran sesi veya çok çıkan ya da örgütlü olup, hakkı olmayanlar ise çeşitli haklar elde edecek ve daha zengin olacaktır.
Sosyalmedyaizm
Sosyal medya günümüzde en çok izlenen veya en çok takip edilen mecra haline gelmiştir. Bunun sonucunda devlet yönetimlerini de, artık sosyal medya belirleyici hale gelmiştir. Burada bütün kesimler eşit şekilde var olabilse çok fazla sorun olmayabilirdi. Ancak, sosyal medya şirketleri “topluluk ilkeleri” gibi bazı bahanelerle toplumun bir kesimini sürekli engellemekte, görünür ve izlenir olmaktan çıkarmaktadır. Bunun sonucunda bir görüşün takipçi sayısı milyonlar olurken, karşısındaki kesimin takipçi sayıları 50 bini bile aşmamaktadır.
Türkiye’de bile birçok kişinin takipçi sayısı özellikle youtube’da yıllarca aynı sayıda kalmaktadır. Burada bariz engelleme (görünür olmaktan çıkarma, üye silme, sürekli cezalandırma) söz konusu ve birilerine yol verirken, birileri de sürekli kısıtlamaya tabi tutulmaktadır. Dolayısıyla birilerini sürekli görünür kılarak, takipçi sayıları artırılarak veya artması engellenmemesi karşılığında karşı görüşün görünürlüğünün engellenmesi, (takipçi sayısı sürekli yıllarca aynı kalır) sürekli sistem içinde maddi ve manevi cezalandırılması, bazı durumlarda belirli süre ceza verilmesi veya hesaplarının silinmesi sonucunda, sosyal medyada hep sürekli bir kesim görünür olur ve sosyal medya şirketlerinin desteğiyle zamanla iktidara gelmiş olur.
Dolayısıyla sosyal medya şirketleri de artık yönetimlere kimlerin geleceğine karar verebilecek ve doğrudan istediğini seçtirebilecek pozisyona gelmiş ve ayrı bir ideoloji olarak konumlanmıştır. Sosyal medya ve sosyal medya şirketlerinin eşitliği bozarak, bir aktör olarak ortaya çıkması da cumhuriyet sistemini işlevsizleştirmiş ve altını boşaltmıştır. Bu durum, meşruti monarşiler içinde geçerli olabilir; ancak orada devlete sahip çıkabilecek bir sistemde vardır.
Dünyada Cumhuriyet Yönetim Sistemi Örnekleri
Dünyada cumhuriyetle yönetilen ülkelere başta bugünkü Türkiye olmak üzere aBD, Almanya, Fransa, İran, Ermenistan, Yunanistan, Lübnan, Rusya Federasyonu, Kuzey Kore, Güney Kore ve Suriye gibi ülkeler örnek verilebilir.
Demokrasi ile Cumhuriyet Aynı Anlama Gelir mi?
Demokrasi ile cumhuriyet aynı şey değildir ve aynı anlama gelmez. Demokrasi, sistemin işleyişiyle alakalı ortaya konulan bir takım temel esaslardan oluşur. Demokrasinin cumhuriyetle doğrudan bir bağlantısı bulunmamaktadır.
Yani monarşiyle ve/veya meşruti monarşiyle yönetilen ülkelerde de demokrasi olabilir ve/veya olmayabilir; cumhuriyetle yönetilen ülkelerde de demokrasi olabilir ya da olmayabilir. Bugün dünyanın en gelişmiş ve refaha sahip ülkeleri cumhuriyetle yönetilen ülkeler değil, bilakis monarşi ve/veya meşruti monarşiyle yönetilen ülkelerdir. (Hollanda, İngiltere, Belçika, İspanya, İsveç, Norveç ve Danimarka)
Cumhuriyetle yönetilen ama günümüz akademik anlayışına göre demokrasi olmayan devletlere örnek olarak Rusya Federasyonu, Türkiye (1923 ila 1950 arası), İran, Macaristan, Venezüella, Kuzey Kore, Çin ve birçok Güney Amerika ülkesi gibi ülkeler yer almaktadır.
Monarşiyle yönetilen ama aynı zamanda demokrasi olan ülkelere de İngiltere, Hollanda, Belçika ve İspanya gibi ülkeler örnek verilebilir.
Dünya’daki devletlerin büyük bir kısmı Türkiye dahil olmak üzere cumhuriyetle yönetilmektedir. Ancak, bugün ve dün cumhuriyetle yönetilen devletlerin büyük bir çoğunluğu demokrasiyle yönetilmemektedir. Genel anlamda cumhuriyetle önetilen ülkelerde, monarşi ve meşruti monarşiyle yönetilen ülkelere göre demokrasi ve refah düzeyi daha düşük kalmıştır.
Cumhuriyet Yönetiminin Modern Dünyadaki Yeri
Cumhuriyet yönetim sistemi, modern ve genel anlamda 20 yy. başlarında büyük hayallerle ortaya çıktı. Ancak zamanla sistem, birçok kesimin istismarına ve krizlere açık olması, günümüzde sosyal medya ve sosyal medya şirketlerinin halkın kararlarını doğrudan menfi ve müspet etkilemesi nedenleriyle, etkisini giderek yitirmektedir. Ancak, halihazırda Almanya, Fransa ve Türkiye gibi ülkelerde uygulanmaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
-
Cumhuriyet yönetim sistemi nedir?
Teoride halkın egemen olduğu yönetim sistemidir.
2. Cumhuriyet ile demokrasi arasındaki fark nedir?
Cumhuriyet ile demokrasinin doğrudan bir bağlantısı yoktur. Yukarıda “Demokrasi ile Cumhuriyet Aynı Anlama Gelir mi?” bölümünde bu soruya cevap aranmıştır.
3. Cumhuriyetin temel özellikleri nelerdir?
Cumhuriyetin olmazsa olmazları muvazaalı olmayan çok partili hayat (en az iki gerçek parti), serbest seçimler (gizli oy açık tasnif ilkesine göre), eşit oy ve serbestçe hiçbir mevki ve makamın sınırlaması olmaksızın aday olunabilmesidir.
4. Hangi ülkeler cumhuriyetle yönetilir?
Günümüzde Türkiye, Almanya, Fransa, Rusya, Kuzey Kore, Çin, İran ve Lübnan gibi ülkeler cumhuriyet sistemiyle yönetilmektedir.
5.Monarşi ile cumhuriyet arasındaki farklar nelerdir?
Monarşilerde hanedan üyesi krallar, cumhuriyetlerde ise herhangi bir şekilde seçilmiş cumhurbaşkanı vardır. Temek fark budur. Yoksa günümüzde hem monarşi hem de cumhuriyetlerde seçimler, meclis ve yürütme erki (bakanlar kurulu ve başbakan) vardır.
6. Parlamenter ve Başkanlık cumhuriyetleri arasındaki fark nedir?
Parlamenter cumhuriyet sisteminde Başkanı meclis seçer ve kabine meclise karşı sorumludur; Başkanlık cumhuriyetinde ise Başkanı doğrudan halk seçer ve kabine Başkana karşı sorumludur.
7. Meşruti monarşi ile cumhuriyet arasındaki farklar nelerdir?
Cumhuriyet sisteminde seçimler, meclis, Başbakan ve Cumhurbaşkanı vardır. İcracı görevi olmayan cumhurbaşkanını meclis veya doğrudan halk seçer. Meşruti monarşide de seçimler, meclis, Başbakan vardır. Cumhurbaşkanı yerine de kral veya padişahlar vardır. İcracı görevi olmayan kral veya padişah, hanedan üyeleri arsından gelir.