Aydınlanmanın tarihsel gelişimi
Entelektüel bir hareket olarak aydınlanmanın genellikle 1688 yılında İngiltere’de ortaya çıkan devrimle başlayıp, 1789 yılında Fransa’da ortaya çıkan devrimle nihai noktaya eriştiği söylenir. Söz konusu duruma göre, aydınlanma Batı’da ticari faaliyetler ile sanayileşme deneyimleri ile burjuvazi veyahut orta sınıfları temsil eden medyanın katkılarıyla gerçekleşmiş olan tarihsel gelişmeler dizisinin belirlediği süreçlerin bir bütünü olarak da görülebilir (Zariç, 2017).
Batı’da ortaya çıkmış olan felsefeyi tanımlayabilmek için kullanılagelen aydınlanma ifadesi, sadece bir anlayışı temel alan felsefe değil, Amerikan, Alman, İskoç, İngiliz ve Fransız olmak üzere, çok farklı anlayışları içinde barındıran geleneklere sahip olmuştur. Dolayısıyla aydınlanmayı, toplumların bütünü için yaşanmış bir hareket olarak görmemek gerekir. Aydınlanma felsefesini içinde barındıran dönemlere bakıldığında, her ülke ve bölgede ortaya çıkan filozoflar, savundukları tezler bakımından, farklılaşmış anlayışlar ortaya koydukları için aydınlanma düşüncesinin gelişiminde birbirinden çık farklı boyutlarda sonuçlar ortaya çıkmıştır. Aydınlanmaya sonuç bakımından bakıldığında ortak noktalar olsa da Avrupa’nın diğer bölgelerinde ortaya çıkan aydınlanma anlayışlarının İskoç Aydınlanmasından belirgin bir şekilde farklılaştığı görülmektedir. Bu kapsamda, tarihi boyutlarıyla ayrıntılı olarak ele alındığında, aydınlanma felsefesini tekdüze bir hareket olarak görmemek gerekir. Nihayetinde İskoç Aydınlanması diğerlerinden, diğerleri de İskoç Aydınlanması ile diğer aydınlanma hareketlerinden çok farklı olmuştur. Bunun en önemli sebebi de yerel ve kültürel farklılaşmaların, aydınlanma hareketine olan yansımalarıdır (Usta, 2018).
Aydınlanmanın sonucu
Esasında aydınlanma çağının sonucunda ortaya çıkan neticeler her ne kadar birbirine benzer olsa da aydınlanmayı ortaya çıkaran yerel dinamikler ile aydınlanmanın aşamaları birbirinden çok farklı boyutlarda olmuştur.
Aydınlanmayı sonradan ortaya çıkan bir düşünce olarak görmemek gerekir. Aydınlanma belki çok daha öncesinde Doğuda veya Dünya’nın başka bir köşesinde yaşanmış ama daha sonra Avrupa’da ortaya çıkan gelişmelere göre kurumsal ve kuramsal bir çerçeveye oturtulmuş ve yeniden adlandırılmış bir düşünce akımı olarak da görülebilir. Ancak, bu adlandırma ve kuramsallaştırma döneminden sonra yönetim yapılarındaki değişimle beraber, gelişmeyi ve özgürleşmeyi tetikleyerek ve bir bakıma evrenselleşerek belli bir dönemde olanı değil, dinamik bir anlayışla her alanda sürekli bir gelişmeyi tetiklemiştir. Bu nedenle, Aydınlanmaya her an her yerde yaşanan dinamik bir süreç olarak bakmak gereklidir. Bu manada Aydınlanmayı belli bir döneme hapsetmek doğru olmayacaktır.
Kaynaklar;
Zariç, Sami (2017) “ Tarihsel Kökeninden Ülkelere Göre Türlerine Aydınlanma Felsefesi (Çağı) ve Türkiye Cumhuriyeti” Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S: 28, s.33-54.
Usta, Ayşe (2018) “Aydınlanma Düşüncesine Kısa Bir Bakış” Kastamonu İletişim Araştırmaları Dergisi, S:1, s.75-90.