Demokrasinin ortaya çıkış biçimleri
Demokrasi işleniş biçimleri açısından çok farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Genelde demokrasi ülkemizdeki yoğun kullanımında olduğu gibi halkın kendi kendini yönetmesi olarak ifade edilebilir. Ancak, halkın kendi kendini ne kadar yönetebileceği ayrı bir sorunsal olduğu gibi bu durum bugünlerde Avrupa’da yeniden tartışılmaya başlanan konulardan da biri olmuştur.
Demokrasi nedir
Demokrasi kısaca halkın kendi kendini yönetmesi olarak ifade edilir. Ülkemizde monarşi, demokrasi, meşruti monarşi, başkanlık sistemi, cumhuriyet, yarı başkanlık ve parlamenter sistem gibi kavramlar genelde birbirine karıştırılmakta ve bazıları alakasız bir şekilde birbiriyle bağdaştırılmaktadır.
Demokrasi tipleri
Demokrasinin “Westminster Modeli Demokrasi”, “Radikal Demokrasi” “Halk Demokrasisi” Müzakereci Demokrasi” “Oydaşmacı Demokrasi”, “Leninist Demokrasi” Atina Demokrasisi” İktisadi Demokrasi” “Kozmopolit Demokrasi” Totaliter Demokrasi” “Klasik Demokrasi” Plebisitçi Demokrasi” “Doğrudan Demokrasi” Temsili Demokrasi” “Koruyucu Demokrasi” Halk Demokrasisi” ve “Parlamenter Demokrasi” gibi çeşitleri ve uygulanma biçimleri vardır. Yani demokrasi Türkiye’de anlatıldığı gibi tek tip genel bir kavram değildir.
Demokrasinin ilkleri
Demokrasi sisteminin en bilinen örneği antik çağda Atina’da uygulanmıştır. Ancak, Atina’da o zaman uygulanan demokrasiyle bugünkü demokrasi anlayışı arasında neredeyse isim dışında hiçbir bağ bulunmamaktadır.
Demokrasi, yasama yürütme yargı ve sivil toplumun arasında dönen top gibi düşünülebilir. Zira topun dönüş hızı demokrasinin ayarını belirler. Halkın yönetimi ve/veya temsilciler aracılığı ile yönetim demokratik yönetimin unsurlarıdır.
Yönetim sistemleri/rejimleri
Yönetim rejimleri/sistemleri açısından monarşi yönetimi, meşruti monarşi ve cumhuriyet yönetimi gibi sistemler vardır. Demokrasi, cumhuriyet ve monarşinin ikamesi değil, onlarla birlikte yürütülebilen halkında belirli ölçüde etkinliğinin olduğu yönetim sistemidir. Dünya’da demokrasi hareketleri çeşitli zamanlarda ve mekânlarda gelişmekle beraber, ülkemizde de çeşitli kesilmeler olmakla beraber, bazı dönemler demokrasiyle yönetilmiştir.
Türkiye’de demokrasi
Demokrasi Türkiye’de yansıtıldığı gibi cumhuriyetle eşit bir olgu ve/veya onun ikamesi değildir. Monarşiyle yönetilen ülkelerde demokrasi olabileceği gibi cumhuriyetle yönetilen ülkelerde de demokrasinin olmadığı ve uygulanmadığı birçok dönem ve ülke vardır. Türkiye’de demokrasinin kronolojik sıralamasına buradan oluşabilirsiniz.
Türkiye’de yönetim sisteminin meşruti monarşiden cumhuriyete geçmesi ile bilinenin aksine demokrasiye geçilmemiş, demokrasiden geçilmiştir. Demokrasinin olmazsa olmazı halkın seçim hakkını kullanabileceği en az iki tane siyasi parti olmalıdır. Tek partinin olduğu sistemler siyaset biliminde demokrasi olarak kabul edilmez.
Demokrasinin olmazsa olmazları
Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olmamakla beraber seçimler, demokrasiyi gerçekleştirmenin ana ve başlangıç unsuru olarak kabul edilmektedir. Bu manada, demokrasinin yerleşmesi ve sürdürülebilmesi için etkin bir seçim mekanizması olmalı, seçimler adil olarak yapılmalı ve tamamlanmalıdır.
Etkin bir seçim mekanizmasının oluşması için seçimler öncesinde ilgililerin adaylığını koyabileceği ve aday katılım süreçlerinin engellenmediği bir yapının olması gereklidir. Bu ilk aşamadan sonra yine bireylerin oylarını kimsenin baskısı altına kalmadan güvenli bir şekilde rahatça verebileceği gizli oy ve açık tasnif ilkelerinin uygulandığı bir mekanizmanın da olması gerekmektedir. Tüm bunların yanında, seçilen adayların etkin çalışabileceği, vesayetçi yapıların olmadığı ve denetim ile hesap verilebilirliğin etkin olduğu bir sitemin de demokrasinin gelişimi ve sürdürülebilmesi açısından elzem olduğu düşünülmektedir.
En ideal yönetim sistemi
Bugüne kadar bulunan en ideal yönetim sistemi olarak demokrasi kabul edilse de halk açısından önemli olan yönetim sisteminin adının ne olduğu değil, içeriği ve onların halka ne getirdiği meselesidir. Dolayısıyla eğer seçim ve siyasi partilerin olmadığı yönetim sistemlerinde, temel hak ve özgürlükler güvence altına alınmış ve bunları koruyan mekanizmalar ile metinler oluşturulmuşsa ve aynı zamanda insanların namus, ırz, inanç hürriyeti ve kişisel hakları güvence altına alınmışsa, bu durum teoride kelime olarak demokrasi olarak ifade edilmese de, bu yönetimler hangi rejimle yönetildiğinden önemsiz olarak demokrasi benzeri yönetimler olarak algılanır.
Günümüzde sosyal medya ve iletişim araçlarının halkın iradesini yanıltması ve/veya halk iradesini dezenformasyonla fesada uğratması, halkın iradesinin sandığa olan yansımasını büyük ölçüde etkilediği için demokrasinin ne kadar hangi ölçekte gerçekleştiği ve ortaya çıkan iradenin ne ölçüde halk iradesi olduğu büyük sorunsaldır. Bu nedenle, günümüzün iletişim araçları olan sosyal medya ve bu mecralardaki dezenformasyon, demokrasinin önünde engel ve/veya demokrasinin etkisini azaltan bir faktör olarak görülür.
Son söz
Demokrasinin aması, fakatı, bahanesi ve mazereti olmaz; ya vardır ya da yoktur.
[…] bilgelik halini de aşarak ve kutsanarak tanrı gibi de görülebilir. Totaliter demokrasilerde, demokrasinin sadece adı vardır ve içerik olarak demokrasiden fersah fersah […]