Aydınlanma nedir?

Aydınlanma, genel olarak Avrupa’da 15. Yüzyıldan itibaren her alanda ortaya çıkan yenilenme hareketleri ile gelişme hareketlerinin, 18. Yüzyılda nihai hedeflerine ulaşmasıyla ortaya çıkan konsensüse verilen genel bir ad olarak tanımlanabilir. Aydınlanma dönemine bakıldığında o zamanki dönem için belki de olması gerekenler yapılmıştır; ancak daha sonraları bu dönemin esasında bir değişim ve dönüşüm dönemi olduğu anlaşılmış ve bu döneme geçmiş günlerin olumsuz durumlarında meydana getirdiği değişimler ve modern anlayışlar nedeniyle aydınlanma dönemi denmiştir.

Aydınlanma tipleri

Aydınlanmanın İskoç Aydınlanması, Fransız Aydınlanması, Alman Aydınlanması, İngiliz Aydınlanması ve Amerikan Aydınlanması gibi çeşitleri olmakla beraber, her bir aydınlanma kendi yerel dinamiklerine göre gelişmiş ve nihai hedefine ulaşmıştır. Bu bağlamda, aydınlanmanın çıkış noktaları ile sonuçları her ne kadar birbirine benzese de, çıktıkları ülkelerde geçirdikleri evrim ve aşamalar birbirinden çok farklı boyutlarda olmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu 14, 15 ve 16. Yüzyıldaki askeri gücü, kültürü, sanatı ve müziğiyle Avrupa’yı etkilemiş ve Avrupa’daki aydınlanma hareketlerinin doğmasına etki ve gelişmesine katkı yapmıştır.

Aydınlanmaya genel olarak bakıldığında, aydınlanma devletlerin güdümünde olmamış, yönetim yapılarına karşı olan duygu ve düşüneler üzerinden beslenmiş ve sivil yerleşim alanlarında gelişmiş ve sonuç olarak, yönetim biçimleri ile birey ve devlet ilişkilerinde köklü bir değişimi tetiklemiştir.

Aydınlanmayı sonradan ortaya çıkan bir düşünce olarak görmemek gerekir. Aydınlanma belki çok daha öncesinde Doğuda veya Dünya’nın başka bir köşesinde yaşanmış ama daha sonra Avrupa’da ortaya çıkan gelişmelere göre kurumsal ve kuramsal bir çerçeveye oturtulmuş ve yeniden adlandırılmış bir düşünce akımı olarak da görülebilir. Ancak, bu adlandırma ve kuramsallaştırma döneminden sonra yönetim yapılarındaki değişimle beraber, gelişmeyi ve özgürleşmeyi tetikleyerek ve bir bakıma evrenselleşerek belli bir dönemde olanı değil, dinamik bir anlayışla her alanda sürekli bir gelişmeyi tetiklemiştir. Bu nedenle, Aydınlanmaya her an her yerde yaşanan dinamik bir süreç olarak bakmak gereklidir. Bu manada Aydınlanmayı belli bir döneme hapsetmek doğru olmayacaktır.

Aydınlanma, genel olarak Orta Çağ’daki kilise anlayışı ile o dönemdeki katı monarşilerin etkisinde olan veya bu ikisi arasında sıkışmış olan sığ ve baskıcı anlayış ve yönetim tarzlarından, daha liberal ve özgür bir düşünceye geçişin aşamalarında ortaya çıkan bütünsel tepkiler veya düşünce biçimi olarak da tanımlanabilir.

Aydınlanmanın İskoç Aydınlanması, Fransız Aydınlanması, Alman Aydınlanması, İngiliz Aydınlanması ve Amerikan Aydınlanması gibi çeşitleri olmakla beraber, her bir aydınlanma kendi yerel dinamiklerine göre gelişmiş ve nihai hedefine ulaşmıştır. Bu bağlamda, aydınlanmanın çıkış noktaları ile sonuçları her ne kadar birbirine benzese de, çıktıkları ülkelerde geçirdikleri evrim ve aşamalar birbirinden çok farklı boyutlarda olmuştur.

CEVAP BIRAKIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz